2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları açıklandı. Toplam 3 milyon 36 bin 945 adayın başvurduğu YKS’de öğrencilerin bir gün içinde iki sınava girerek “başarı” göstermeleri beklenmiştir. Tek başına bu durum bile ülkemizde eğitim sisteminin tamamen sınav ve başarı merkezli yapılandırıldığını göstermektedir. Böylesi bir sınav sisteminin her şeyden önce insani olmayan bir nitelik taşıdığı ve milyonlarca gencin üzerinde yoğun bir psikolojik baskı yarattığı ortadadır ve bu durum sendikamız tarafından yıllardır eleştirilmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, YKS’deki ‘başarısızlık tablosu’ bu yıl da devam etmiştir. 2024 YKS sonuçlarının en dikkat çekici yönü sorulara verilen doğru yanıtların ortalamasının çok düşük kalmasıdır. Özellikle Türkçe, temel matematik, fen bilimleri ve AYT matematik ortalamaları çok düşük düzeydedir.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) eğitim sisteminin yıllardır çözüm bekleyen sorunlarına çözümler üretmek yerine, ben yaptım oldu mantığıyla eğitim politikalarını ve müfredatı sürekli değiştirmeye çalışması, böylesi bir tablonun ortaya çıkmasındaki en büyük nedendir. Ülkemizde uygulanan eğitim programları öğrencilere gerekli bilgi ve becerileri kazandırmamakta, öğretim yöntemleri etkisiz kalmaktadır. Özellikle fen bilimlerinde ve matematikteki düşük ortalamalar, bu alanlarda daha iyi öğretim yöntemleri ve materyallere ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
YKS puanlarının yığınsal dağılımı, öğrencilerin büyük bölümünün en kötüde eşitlendiğini göstermektedir. Ayrıca, geçmiş yıllarda yayınlanan istatistiklerde, Türkiye’de coğrafi bölgeler arasındaki ekonomik, kültürel, toplumsal eşitsizliğin sınavların ‘başarı’ dağılımlarına da yansıdığı görülmekteydi. Ancak son yıllarda yayınlanan istatistiklerde bölgesel dağılımın yer almaması iktidarın eğitimdeki eşitsizliklerin görülmesini engelleme çabasında olduğunu göstermektedir. Özellikle depremden etkilenen illerdeki depremzede öğrencilerin başka illerde sınava girmeleri bu bölgelerdeki başarı/başarısızlık oranlarının görülmesini engellemiştir. Haliyle yukarıda ifade ettiğimiz ağır tahribatın bölgesel eşitsizlik yanı gizlenmekte, eğitimdeki en temel sorunlardan birisi yok sayılmaktadır.
Nitelikli eğitim, öğrenci başarısının temel taşlarından biridir. Bir ülkede eğitimin nitelikli olması, öğrencilere verilen eğitimin içeriği, öğretim yöntemleri, öğretmenlerin niteliği, okulun fiziksel ve teknolojik altyapısı gibi çok sayıda faktörden etkilenmektedir. Bu faktörlerin her biri, öğrenci başarısını doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Dolayısıyla YKS’ye ilişkin olarak açıklanan veriler, adayların ve öğrencilerin değil, eğitim politikalarının başarısızlığını göstermektedir. Bu tablo, siyasi iktidarın öğrencinin ilgi, yetenek ve yaratıcılığını geliştirmek yerine, kendisine sadakatle itaat edecek nesiller yaratma arzusunun kaçınılmaz sonucudur.
İlköğretimden başlayarak üniversiteye kadar, sürekli olarak yapılan sınavlara endekslenmiş bir eğitim sisteminin nitelikli olması nasıl mümkün değildir. Eğitim sistemimiz çocuklarımızı ve gençlerimizi eğitmemekte, sadece yapılacak olan sınavlara hazırlamaktadır. Dolayısıyla öncelikli olarak yapılması gereken, öğrencilerimizi sınav cenderesinden kurtarmaktır. Çünkü yapılan sınavlarda çocuklarımız ve gençlerimiz resmen yarıştırılmakta, birbirleriyle rekabet etmeleri istenmektedir.
Kapitalizmin dayattığı “piyasacı eğitim” anlayışının tipik bir örneği olan sınav merkezli eğitim anlayışı derhal terk edilmeli, öğrencileri birbiri ile rekabet eden değil, onları geliştiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.