COVID-19 pandemisi ile birlikte üniversite kampüslerinin aniden kapanması ve hızla çevrimiçi eğitime geçiş, tüm dünyada öğrenme ve öğretim süreçlerini alt üst etmiştir. Özellikle bu süreçte dezavantajlı gruplar (düşük gelirli öğrenciler, kadınlar, kırsal alanda yaşayanlar, dijital yoksunluk yaşayanlar) daha çok etkilenmiş ve birçok kesim açısından mevcut eşitsizlikleri derinleşmiştir. Diğer yandan uzaktan eğitimin, hedeflenen “öğrenme çıktılarına” erişimi güçleştirmesi ve öğrencilerde akademik kültürlenmeyi başaramaması nedeniyle, 2020-2021 öğretim yılında öğrencilerin kampüs alanlarına yeniden dönüşü sendikamız tarafından olumlu bir durum olarak değerlendirilmiştir.
Ancak üniversite yerleşkeleri, toplu halde bir arada bulunmaları ve uzun saatlere boyunca ortak mekânları kullanmaları nedeniyle pandemi yönetimi açısından en riskli ortamlar arasında değerlendirilebilir. Diğer yandan genç gruplarda risk algısının düşük olması ve kuralları ihlal eğilimi pandemi yönetimini güçleştirebilmektedir. Bu gerekçelerle üniversite kampüslerinde pandemi yönetimi ile ilgili açık kurallar oluşturulması, uygulanması ve denetlenmesi daha da önemli hale gelmektedir. Bununla birlikte üniversite yönetimleri dezenfeksiyon, bilgi paylaşımı, vaka yönetimi gibi başlıklar üzerinde önemle durulmalıdır.
Kampüs alanlarında üniversite çalışanları ve öğrencilerin sağlığını korumak, toplum sağlığını korumak açısından da önemlidir. Üniversite öğrencileri, hareketliliği ve sosyalleşmesi güçlü olan en dinamik gruplar arasındadır. Genç gruplar kendileri semptom vermese ya da hastalığı hafif belirtiler ile atlatsalar bile, “süper taşıyıcı” olarak toplumun diğer kesimlerini risk altında bırakabilmektedirler. Bu nedenle kampüs alanlarında salgın yönetimi toplumun bütünü açısından da önemlidir.
Ancak sahadan gelen bilgiler üniversite kampüslerinde salgın yönetimi ile ilgili önemli sorunlar olduğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla sorunu daha açık tanımlayabilmek için Eğitim Sen Yükseköğretim Bürosu (YÖB) tarafından gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı; COVID-19 pandemisinin üçüncü dalgasını yaşadığımız bugünlerde, üniversite kampüslerinde salgın yönetimi uygulamalarını değerlendirerek, sorunların görünür kılınmasını sağlamak ve üniversite yönetimlerini tedbir almaya zorlamaktır.