Eğitimde yaşanan sorunların acil çözüm beklediği bir dönemde Millî Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün talebiyle, belediyelerin açmış olduğu kreşlerin “izinsiz eğitim faaliyeti” yaptıkları gerekçesiyle kapatılması talep edilmiş ve belediyelere bu yönde kapatma talimatı içeren resmi yazı gönderilmiştir. MEB’in “Ben yapmıyorum, başkasına da yaptırmam!” anlayışıyla hareket eden bu yaklaşımın, okul öncesi eğitimde yaşanan sorunları çözmek için somut adımlar atmak yerine, doğrudan belediye kreşlerini hedef almış olması dikkat çekicidir.
MEB’in belediyelere ait kreşlerin kapatılması yönündeki talimatı, eğitim politikalarındaki çifte standardı bir kez daha gözler önüne sermektedir. Belediyelerin özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarına yönelik okul öncesi eğitim hizmetlerini engellemesi, bu alanda hizmet veren özel okul öncesi öğretim kurumlarını destekleme amaçlı bir yaklaşımdır. Söz konusu yasakçı tutum, okul öncesi eğitimi desteklemekten ziyade iktidara yakın belirli yapılara ve ideolojilere (özel okullar, tarikat ve cemaatler) alan açan bir eğilimi yansıtmaktadır. Bakanlık, kendi eliyle yeterli sayıda ve nitelikte kreş açma görevini yerine getirmezken, belediyelerin kamu hizmeti anlayışıyla bu eksikliği gidermek üzere attığı adımları engellemesi büyük bir çelişkidir.
Türkiye’de yıllardır tarikat ve cemaatler tarafından işletilen kreşler, son olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın okul öncesi çağdaki 4-6 yaş grubundaki çocuklara yönelik kurslarına tek kelime etmeyenler, bu alandaki öneli bir boşluğu dolduran belediyelerin kreşlerini hedef almıştır. Belediyeler, vatandaşların eğitim taleplerini karşılamak amacıyla kamu yararı doğrultusunda kreşler açarken, bu çabanın engellenmesi düşündürücüdür. Bakanlığın, kendi sorumluluğunu yerine getirmek yerine, bu alanda yerelden çözüm üreten kurumları engellemesi kabul edilemez.
Bu karar, kamusal eğitimin güçlendirilmesi gerektiği bir dönemde, tam tersine, eğitimin özel sektöre devredilmesinin önünü açan bir hamledir. Belediyelerin kreş hizmetleri, düşük gelirli ailelerin çocuklarının nitelikli eğitime erişimini kolaylaştırırken, bu hizmetin engellenmesi eğitim hakkı açısından ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu kararın özellikle kadınların çalışma yaşamına yönelik etkileri olacaktır. İktidar çocuklara yönelik bakım sorumluğunu kadınlar üzerinden kurgulamaktadır. İktidarın iş ve aile yaşamını uyumlulaştırma politikasının bir yansıması olan bu karar ile aynı zamanda kadınların kamusal alan dışına çıkarılması hedeflenmektedir.
Eğitim Sen’in okul öncesi eğitim kurumlarına yönelik talepleri şu şekildedir;
- Okul öncesi eğitim, her çocuğun temel hakkıdır. MEB, her çocuğun okul öncesi eğitim alması için gerekli adımları derhal atmalı, belediyelerin bu alandaki çabalarını engellemek yerine desteklemelidir. Kreşler, kamusal bir hizmet olarak herkesin erişimine açık hale getirilmelidir.
- Bakanlık, belediyelerin ve kamu kurumlarının iş birliğiyle daha fazla kreş açılmasını teşvik etmeli, 50 çalışanın olduğu her kurumda en az bir kreş açılması sağlanmalıdır. Bu alandaki eksikliği gidermek için yeterli bütçe ve personel kaynağı sağlaması önemlidir.
- Tarikat ve cemaatlere ait kreşler kapatılmalı, kamu yararı gözeten belediye kreşlerinin sayısının artması için gerekli kolaylıklar sağlanmalı, tüm kreşlerin aynı standartlarda hizmet sunması ve denetlenmesi sağlanmalıdır.
- Kreşler yalnızca çocukların gelişimini değil, aynı zamanda kadınların iş gücüne katılımını da olumlu anlamda etkilemektedir. Belediyelerin açtığı kreşler, bu konuda önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Bu durum kamu kurumlarının alandaki sorumluluğunu azaltmamalıdır.
- Kreş hizmetleri, hiçbir kâr amacı güdülmeden, tamamen ücretsiz ve nitelikli bir şekilde sunulmalıdır. Eğitime bütçe ayırmak, kreşleri desteklemek ve bu hizmetleri daha yaygın hale getirmek devletin asli görevleri arasındadır.
- Okul öncesi eğitimde kamusal yaklaşım benimsenmeli, özel, dini veya başka herhangi bir yapının okul öncesi eğitimi kontrol etmesi engellenmelidir. Bu hizmetlerin sadece kamu eliyle ve bilimsel bir yaklaşımla verilmesi sağlanmalıdır.
Eğitim Sen olarak, çocukların en temel hakkı olan okul öncesi eğitimden eşit şekilde yararlanması mücadelemizde başta veliler olmak üzere, tüm kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz. Belediyelerin kreşlerini kapatma girişimleri derhal durdurulmalıdır. Çocukların eğitimi siyasi kararlarla engellenmemeli, kamu yararına dayalı politikalarla güvence altına alınmalıdır.