28 Kasım 2022 tarihinde basına yansıyan bir habere göre İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nde görev yapan ve aynı zamanda YÖK Denetleme Kurulu üyesi olan Bülent Arı’nın, eski doktora öğrencisi olan ve Kocaeli Üniversitesi’nde görev yapan öğretim görevlisi bir kadının odasına baskın yaparak girdiğini, kendisine tehdit ve taciz ifadeleri ile saldırıda bulunduğunu öğrendik. Kadınlar için özel – kamusal tüm alanların sırtı sıvazlanan erkeklerin şiddeti ile güvenli alanlar olmaktan gün be gün uzaklaştığını görüyor, artık yeter diyoruz. Henüz geçtiğimiz hafta 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde şiddetsiz, eşit bir yaşamı savunmak için sokakları dolduran kadınları ve LGBTİQ+ları barikatlar, gözaltılar ile yıldırmaya çalışan iktidar sahipleri kadınların güvende hissetmediği, saldırılara açık hale geldiği bu alanlardaki tüm faillerin işbirlikçisidir. Gün geçmiyor ki sokakta, evde, iş yerinde, üniversite koridorlarında bir kadın şiddete maruz bırakılmasın. Kadın düşmanı erkek egemen politikaların çürümüşlüğünden ziyadesiyle nasibini almış olan günümüzün üniversitelerinde de şiddet ve taciz kol gezmekte, kadınlar bu kurumlarda tehdit altında yaşam ve çalışma mücadelesi vermektedir.
Daha önce de “cehalet iyidir” diyerek iktidarın isteklerine uygun, bilimden uzak bir toplumsal yaşama yönelik övgüler sunarak tepki çekmiş bu tepkiler sonucunda bir vakıf üniversitesinden ilişiği kesilmiş olan bu şahsın pervasızca bir kadına saldırısı münferit bir olay değil, üniversitelerde kadın öğrencilerine ve kadın çalışma arkadaşlarına taciz, baskı ve mobbing uygulayan eril zihniyetin sayısız örneğinden birisidir. “Benim olacaksın, seninle evleneceğiz. Yoksa seni işsiz bırakırım” gibi tehdit ve şantajlar, üniversitelerde çok alışık olduğumuz erkek egemen iktidarcı zihniyetin “kendine duyduğu cezasızlık güveninin” bir başka yansımasıdır. Nitekim saldırı sonrası gözaltına alınan Bülent Arı ifadesinin ardından serbest bırakılmıştır.
2019’da Yükseköğretim Kurumları Toplumsal Cinsiyet Tutum Belgesi’ni kaldıran YÖK’ün, Bülent Arı’yı da 2016’da YÖK denetleme kurulu üyesi yaptığı unutulmamalıdır. Bülent Arı, YÖK ve kadına yönelik şiddeti teşvik edenler şunu iyi bilmelidir ki, artık hiçbir kadın yalnız ve çaresiz değildir. Tüm dünyada ve ülkemizde kadınlar canları pahasına verdikleri eşitlik ve özgürlük mücadelesi ile erkek egemen anlayışı ve bu şahıs gibi taşıyıcılarını mutlaka tarihin çöplüğüne gönderecektir.
Eğitim Sen olarak saldırıya uğrayan kadın arkadaşımız ile dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. 2016-2019 yılları arasında YÖK Denetleme Kurulu üyesi olan ve İstanbul Üniversitesi’nde görev yapan saldırgan Bülent Arı hakkında Yükseköğretim Kurulu’nu ve İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nü gerekli idari ve hukuki işlemleri derhal başlatmaya çağırıyor ve sürecin takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz.
Kadına yönelik şiddete dur demek, toplumsal cinsiyet eşitliğini var etmek ve insan, toplum, doğa yararına üniversite mücadelesini yükseltmek bizlerin kararlı duruşuyla mümkün olacaktır. Üniversitelerin güvenli alanlar olması için toplumsal cinsiyet eşitliği izleme birimlerinin, cinsel şiddet kriz merkezlerinin kurulduğu, toplumsal cinsiyet tutum belgeleri ve cinsel şiddetle mücadelede tutum belgelerinin yaşam bulduğu, kadına yönelik şiddete karşı topyekûn bir mücadelenin kamusal bir sorumluluk olduğu ve bu kapsamda ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin kabul edildiği, İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptal edilerek yeniden yürürlüğe konulduğu ve sözleşmenin gereklerinin eksiksiz yerine getirildiği bir ülke mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.
Birbirimizden aldığımız güçle özerk, demokratik, bilimsel, liyakatin yer bulduğu ve kadınların güvende oldukları üniversiteleri hep birlikte var edeceğiz!
EĞİTİM SEN ANKARA 5’NOLU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ
EĞİTİM SEN İSTANBUL 6 NO’LU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ
EĞİTİM SEN İZMİR 3’NO’LU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ
EĞİTİM SEN KOCAELİ ŞUBESİ, KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TEMSİLCİLİĞİ