Siyasi iktidar, yıllardır uygulanan baskıcı, otoriter ve antidemokratik uygulamalar karşısında duran, hakları, talepleri ve gelecekleri için mücadele eden kesimlere karşı ne kadar büyük bir tahammülsüzlük içinde olduğunu politika ve uygulamaları ile sık sık göstermektedir.
Gaziantep’te, 25 Mayıs 2016 tarihinde, aralarında üye ve yöneticilerimizin de bulunduğu çeşitli kurum ve kuruluşlardan 17 kişi gözaltına alınmıştır. Son dönemde hukuksuz bir şekilde üretilen “Sosyal medya üzerinden yasadışı örgüt propagandası ve devlete hakaret etmek, devleti hedef göstermek” iddiaları üzerinden 17 kişinin tamamı tutuklanmıştır. Benzer bir şekilde 6 Haziran 2016 tarihinde yeni bir gözaltı dalgası yaratılmış ve aralarında Eğitim Sen Merkez Denetleme Kurulu üyesi Deniz Aktaş’ın da bulunduğu iki kişi tutuklanmıştır.
İktidarın kendisi gibi düşünmeyen, haksızlıklar karşısında sesini yükseltenlere karşı gösterdiği tahammülsüzlük son dönemde öylesine artmıştır ki, iktidarın ve onun uzantılarının pervasız saldırılarına karşı sesini yükselten her kurum, her örgütlü birey derhal “bertaraf” edilmesi gereken potansiyel hedef haline getirilmiştir. İktidarın emek düşmanı, demokrasi karşıtı uygulamalarının yoğunlaştığı bugünlerde, emek, barış ve demokrasi mücadelesinin ön saflarında yer alan arkadaşlarımızın hukuk ve adalet kavramlarına yakışmayan bir şekilde tutuklanmış olması dikkat çekicidir.
Türkiye’de emek ve demokrasi güçlerine yönelik gerçekleştirilen bu tür gözaltı ve tutuklamaların hangi amaçla yapıldığı, iktidarın çıkarları doğrultusunda yönlendirilmek istenen kamuoyuna ne tür mesajlar verildiği hepimiz tarafından bilinmektedir. Yıllardır karşı karşıya olduğumuz bu tür girişimlerin asıl amacının haklı mücadelemizi yıpratmak ve kamuoyunun kafasında soru işaretleri yaratmak olduğu açıktır.
Siyasi iktidar ve büyük ölçüde denetimine almış olduğu emniyet kurumları ve yargı organları ne kadar uğraşırsa uğraşsınlar, asla amaçlarına ulaşamayacak, bizleri doğru bildiğimiz yolda yürümekten alıkoyamayacaktır. Gerçeklere gözlerini kapatmayan, güç ve şiddet karşısında diz çökmeyen herkes KESK’i de, Eğitim Sen’i de gayet iyi tanımakta, mücadelesini takdir etmektedir.
Sendikamız, geçmişte yaşandığı gibi, bu tür baskıcı ve tamamen mücadelemize gölge düşürmek amaçlı “hukuk oyunları”na pabuç bırakmayacak kadar köklü bir mücadele geleneğine sahiptir. Adaletin bir gün herkese, özellikle de gücü elinde tuttuğunu sananlara lazım olacağı unutulmamalıdır.